Tuhaf Ama Güzel: The OA Dizi İncelemesi


Bu yazımda son günlerde büyük ihtimalle sürekli duyduğunuz The OA'den bahsedeceğim. Geçtiğimiz hafta birinci sezonunu bitirdim. Dizinin ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor. Zal Batmanglij ve dizinin aynı zamanda başrol oyuncusu olan Brit Marling tarafından yazılan ve hazırlanan Orijinal Netflix dizisi, 7 sene önce kaybolduğunda kör olan Prairie Johnson'ın 20'li yaşlarda eve döndüğünde açıklanamaz şekilde yeniden görebiliyor olmasını konu ediniyor. Bazıları bunun bir mucize olduğuna inanırken, bazılarıysa onun tehlikeli olabileceğini düşünüyor. Dizinin yapımcıları arasında Brad Pitt de bulunuyor. Başrolde Brit Marling (Prairie), Emory Cohen (Homer), Scott Wilson (Prairie'nin babası), Alice Krige (Prairie'nin annesi) gibi isimler yer alıyor.

Fragman



Açıkça söylemek gerekirse, dizi genel olarak pek tarzım değildi. Fantastikten çok bilimkurgu insanıyım. Game of Thrones paylaşımlarında bulunmayıp, Westworld övmem de bundan ötürü. Bu iki türün bir arada değerlendirilmesini doğru bulmuyorum. Birbirinden oldukça farklı tarzlar ve birbirinden farklı kitlelere hitap ediyorlar. Peki The OA hangisi derseniz, kafam hala biraz karışık olsa da bilimkurgu olmadığını söyleyebilirim. IMDb dizinin türünü "Drama, Fantezi, Gizem" olarak değerlendirmiş. Ayrıntılara fazla takılmadan genel olarak dizi hakkında yorumumu söyleyecek olursam: "Tuhaf ama güzel" diyebilirim.

Gizemli bir şeyler anlattığından dolayı merak ederek devamını izlemek istiyorsunuz. Ancak bir süre sonra merak ettiğiniz şeyi öğrendikten sonra bile izlemeye devam ediyorsunuz. Bence diziyi başarılı kılan budur. Ancak bazen dizi öyle bir hal alıyor ki, dayanılamayacak kadar saçmaladığını düşünüp daha ne kadar saçmalayacak diye izlemeye devam ediyorsunuz. Dizinin güzel olduğuna kanaat getirdiğim bölüm büyük ihtimalle sezon finali oldu. Sonda ince düşünülmüş küçük ayrıntılar yakaladım ve etkilendim. Doğruca araştırmaya koyuldum.

Normal izleyici bir yapımı, diziyi sadece izler. Ancak sadece meraklıları araştırır, okur, yorumlar, devam ettirir. Her dizinin meraklıları çıkıyor. İnternette her dizinin fanfiction'larını (hayran kurgularını) bulabilirsiniz. Ancak bazı diziler oluyor ki herkes ama herkes sonrasında ne olacağına dair bir fikir üretip, bunu paylaşıyor; başkalarının fikirlerini, tahminlerini okuyor. İşte bu tarz diziler, diğerlerinin başaramadığı bir şeyi başarıyor. Ve bence bu oldukça önemli. Bu dizilerin reytingleri hep yüksek oluyor ve genelde uzun soluklu oluyorlar. Filmlerde de bunun örneklerini görüyoruz. Düşünsenize bir hayal kurup, bunu gerçeğe dönüştürüyorsunuz ve yüzlerce, binlerce insan bu hayale ortak olup, devam ettiriyor. Şahsen bunu başarabilmiş bir diziye başarısız, kötü demek bana mantıksız geliyor. Bu tarz diziler size hitap etmese bile hepsi başarılı yapımlardır. The OA beni sonunda şaşırtıp, merak ettirmeyi başardı ancak genel olarak, başta dediğim gibi pek tarzım değil. İzlerken çok keyif aldığım söylenemez ancak tutup da bu diziye kötü diyemem. Çünkü dizi hakkında şimdiden pek çok teori öne sürülmüş durumda. Benim bile araştırmamı sağladığı için dizinin başarılı olduğunu kesinlikle söyleyebilirim.

The OA'in fragmanını ilk gördüğümde oldukça ilgimi çekmişti. Fragmanda özellikle Prairie'nin ailesinin kızlarını kaybettiklerinde kör olduğu ve hastanede yıllar sonra karşılaştıklarında görebiliyor olması üzerinde durulmuştu. Bu da ilgimi çekmiş, diziye başlamamı sağlamıştı. Ancak dizi bundan çok daha fazlası. Ve bazen gerçekten fazla ileri gidiyor... Diziye başladığımda tahmin ettiğimden çok daha farklı bir şey olması beni şaşırtmıştı. Başta da dediğim gibi izlerken bazen saçmalığın sınırlarını zorladığını düşünüyorsunuz. Ancak daha sonra yaptığım araştırmalarda tüm o saçmalıkların altında referanslar olduğunu görmek beni oldukça şaşırttı. Bunlar hayran teorileri olsa da dizinin başrol oyuncusu Brit Marling'in birkaçından bahsetmesi doğru olma ihtimallerini arttırıyor.

Brit Marling'in Favori Hayran Teorileri (Spoiler içerir)


Kendim de şaşkınım ama diziyi beğendim ve tavsiye ediyorum. Oyunculuklar oldukça başarılıydı. Karakterler orijinaldi. Üzerinde uzun süre çalışılmış bir senaryosu olduğu belli oluyor. Eğer fantastik, gizem türünden hoşlanıyorsanız, seveceğinizi düşünüyorum. Hatta benim gibi bilimkurgucuları bile bir yerden yakalıyor dizi. (Spoiler vermediğimden söyleyemiyorum.) Dizinin konusu başta verdiğim kadar basit değil. Spoiler vermemek için fazla ayrıntıya girmeden üstü kapalı şekilde yazdım. Genel olarak bahsedecek olursam dizinin tutsaklığı, kaçmayı, ölüme yakın deneyim yaşayan insanları ve hatta "öbür dünya"yı sorguladığını söyleyebilirim. Yazının spoiler'lı ve referanslarını da içeren incelemesini görmek isterseniz lütfen yorum kısmına yazın. Hepinize iyi seyirler!











2 yorum:

  1. Kesinlikle ikinci sezona başlayın.
    O zaman göreceksiniz

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.