Moana Nasıldı? Moana Film Eleştirisi


Bu sefer şu gereksiz "bloga 1 aydır yazamıyorum, yok şöyle, yok böyle" paragrafını hiç yazmadan konuya geçiyorum. Moana'yı izledim. Ama maalesef sevemedim. Herkes şok... Neden mi? Hemen başlıyorum:

Öncelikle tabi ki de berbat bir film değil. Hatta güzel bir film. Sadece 8.0 IMDb puanını ve yazarların öve öve bitiremedikleri eleştirilerini hak edecek kadar iyi değil.

Konu

Antik Polinezya'da Yarı Tanrı Maui'nin sebep olduğu korkunç bir lanet hızla yayılmaktadır. Yayıldığı adalardan birindeki Şef'in kızı Moana, okyanusun çağrısına kulak verir ve işleri yoluna koymak için Maui'yle birlik olur.

Fragman



Animasyonların sadece çocuklara yönelik filmler olmadığını düşündüğümü her defasında dile getiriyorum. Tabi ki öncelikle çocuklara yönelik; onlara bir şeyler katan, öğreten filmler... Ancak iyi bir animasyon bana da bir şeyler katabilmeli diye düşünmüşümdür hep. 

İşte Moana'da eksik olan şeylerden biri bu. Disney'in genel tarzından uzaklaşan bir film. Gerçekçilikten uzaklaşmış ve daha çok çocuk zevkine hitap eden bir film. "Bir efsaneyi anlatan filmde gerçekçiliği neden arıyorsun?" diyebilirsiniz.

Şimdi bunu başka bir filmle karşılaştırarak anlatacağım: 2012 yapımı, yine bir Disney filmi olan Brave (Cesur). Bu filmi seçmemin bir sebebi var. Moana ile oldukça benzediklerini düşünüyorum. Moana bize bir Hawaii efsanesi anlatırken, Cesur bizi İskoçya'ya götürüyor. İkisi de birer efsaneyi, miti anlatıyor. Evet biliyorum, "çok farklı iki kültür, ne alaka?" diyeceksiniz. Ama şaşırtıcı şekilde izlerken aklıma ilk gelen Cesur'a ne kadar çok benzediğiydi. Tamamen iki farklı hikaye. Cesur'da kadere karşı çıkmak anlatılıyor, Moana'da sınırlarını aşmak.  Merida, kaderine uyup prenses gibi davranmak, bir prensle evlenmek yerine kendi kaderini çizmeyi tercih ediyordu. (Tabi annesi ayıya dönüşüyordu. Oralara girmeyelim:)))) Ok atan, savaşçı, kendi kendine yeten bir prenses. Moana ise Şef'in kızı. Babasının getirdiği denize açılma yasağını yıkmak istiyor. Sınırları yıkalım, korkunun kimseye faydası yok, keşfetmeyi, merak etmeyi asla bırakmayalım falan filan. Cesur'da Merida'nın bir erkek partneri yoktu tıpkı Moana gibi. Moana'ya gitmeden önce hepimiz şöyle diyorduk: "İlk defa yakışıklı prensi olmayan bir prenses filmiiii". Ama filmden sonra düşününce fark ettim ki Cesur'da da yoktu. Hatta filmin mesajı buydu. Cesur öncesi bu hiç beyan edilmezken, Moana için bu bir pazarlama stratejisiydi. Bir başka detay da Cesur'un bir Disney & Pixar filmi olması, Moana'nınsa sadece Disney filmi olması. İşin içine Pixar gelince her zaman çok kaliteli filmler izliyoruz. Genelde Disney'in tek başına oldukları o kadar iyi değil.

Cesur oldukça gerçekçi ve başarılı bir filmdi ancak puanı sadece 7.2. Bir Disney animasyonuna göre oldukça düşük. Buna karşın Cesur'un kötü bir taklidi olan Moana 8.0 alıyor... Buna taklit demek biraz iddialı oldu. Tabi ki etkilenilmiş olabilir. Ama Disney'de son zamanlarda fark ettiğim bir şey var. Kendini sürekli tekrar ediyor oluşu. Eskiden tutan fikirlerini yeniden yeniden başka şekillerde karşımıza çıkarıyor ve böyle para kazanıyorlar.

Cesur'un Fragmanı



Film öncesi Moana'yı seslendiren kızın röportajını çevirmeye başlamıştım. (Ancak her zamanki gibi bitiremeden sıkılıp vazgeçtim. :)))) Orada vurgulanan şeylerden biri de okyanusun canlı olması, kendine ait bir kişiliğinin olmasıydı. (Aynı şekilde Maui'nin dövmelerinin de öyle.) --Spoiler-- Okyanus meselesi üzerine çok düşünülmemişti bence. Okyanus neden sadece Maui kızı tekneden attığında geri getirmeye yarıyordu da gerçekten ihtiyaç duyulan zamanlarda kılını kıpırdatmıyordu. Moana'nın teknesi devrildiğinde, ayağı kuma sıkıştığında... --Spoiler-- Karakterleri çok sevemedim. Maui komikti ama oturmamış bir karakterdi. Filmin sonuna doğru gidişi çok kolay oldu. Bir daha görmedik. Filmde en çok sevdiğim karakter Büyükanneydi sanırım. Büyükanne başarılı bir karakterdi. Gerçekten bir karakterdi, tip değildi. --Spoiler-- Dövmesindeki melek balığı olarak dünyaya yeniden gelmesi ve ışığıyla yol göstermesi şık bir detaydı. --Spoiler-- Geleliim başkahraman Moana'ya... Moana'nın okyanusla ilişkisi havada kaldı. Bağlantı kurulamadı. Mesela büyükannesiyle yaptığı geleneksel danslarıyla okyanusu kontrol edebilseydi falan çok güzel olabilirdi. Zaten bildiğim kadarıyla o dans, okyanus hareketlerinin taklit edilmesinden oluşuyor. Moana'da son olarak beğendiğim şey filmin sonunda her şefin taş koyduğu yere Moana'nın deniz kabuğu koymasıydı. (Ancak orada da bir sonraki şefin onun üzerine nasıl taş koyacağını düşünmeden edemedim :D) Müzikleri oldukça tanıdıktı. Özgün değildi.

Moana'nın başarısının sırrının pazarlamadan geçtiğini düşünüyorum. Aslında normalde filmleri irdelemeyi, filme konu olan efsaneyi araştırmayı isterdim ancak herkesin çoook beğendiğini görünce filmin gerçekten nasıl olduğunu anlatmam gerektiğini düşündüm. (Bu arada film, gerçekten Polinezya halkına özgü bir miti anlatıyor.) Üstelik 5 yıllık bir çalışmanın ürünüymüş. Ona rağmen pek iyi bir film değil. Filme 5 üzerinden 3.5 yıldız veriyorum. İyi seyirler!

Lütfen siz de düşüncelerinizi yorum olarak yazın. Merak ediyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

1 yorum:

  1. Moana'nın deniz kabuğunun üstüne kimse taş koymayacak, onlar yine eskisi gibi gezgin olup yeni adalar keşfetmeye devam edecek. Bu ayrıntıyı unutmuşsunuz sanırım. Onun dışında söylediklerinizin çoğuna katılıyorum :)

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.