Us (Biz) Ayrıntılı Film İncelemesi (Spoiler'lı)
Herkese merhabalar! Uzun süredir yazı yazmaya fırsat bulamıyordum. Hatta öyle ki bu yazı 2019'un ilk yazısı olacak ve Mart ayının sonundayız! Yazı yazamadığım süreçte pek çok yeni okuyucuya ulaştığımızı fark ettim. Bunun sevinciyle uzun zamandır ilk defa boş olmamı fırsat bilip 2019 yapımı "Biz" (Us) filmi hakkında ayrıntılı bir inceleme yazısı yazayım dedim. Bu yazıda film hakkındaki görüşlerime yer verirken aynı zamanda filmdeki bazı imgelerin de ne anlama geldiğini sizlerle paylaşacağım. Yani bir çeşit: Us Filmini Anlama Rehberi! Eğer ıvır zıvırla uğraşmadan hemen fikrimi öğrenmek istiyorsanız doğrudan Sonuç bölümünü okuyabilirsiniz.
Film Hakkında: Konu, Yönetmen ve Oyuncular
Film, bir ailenin kendilerine tıpatıp benzeyen ve onlara zarar vermeye çalışan başka bir aile ile karşılaşmasını konu ediniyor. Filmin hem senaristi hem de yönetmeni Jordan Peele. "Ya ben bu adamı nerden tanıyorum?" derseniz, kendisi 2017 yapımı Get Out (Kapan) filminin hem senaristi hem de yönetmeniydi. Üstelik Get Out ile 2017 Oscar Ödülleri'nde En İyi Özgün Senaryo Oscar'ını alarak bu kategoriyi kazanan ilk Afroamerikan olmuştu. Şahsen ben Get Out filmini beğenmemiştim. Hatta En İyi Film kategorisinde Oscar adayı olabilecek bir film dahi olduğunu düşünmüyordum. Neyse, bugün Biz'i konuşuyoruz. Biz (Us) filminin başrollerinde 2014 Oscar ödüllerinde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü alan Lupita Nyong'o, Winston Duke ve Elisabeth Moss gibi isimler bulunuyor.
Film Üzerine Düşünceler
Bence filmin senaryosu oldukça saçmaydı. Pek çok boşluk vardı. Film, Amerika'nın altında binlerce kullanılmayan tüneller olduğunu ve bu tünellerin hiçbir "bilinen" amacının olmadığını söyleyerek başlıyor. Filmin kurgusu ise şöyle Amerikan hükümeti zamanında Amerika'da yaşayan her bir insanın birer klonunu yaparak onları yeraltı tünellerinde tutmaya başlamış. Bunu yapmalarının amacı ise devletin bu klonları kullanarak yeryüzündekileri yönetmeye çalışması. Yani senaryoya göre bu klonlar ve gerçekleri aynı şekilde düşünüp hareket ediyor. Ancak devlet bu projeyi yarıda bırakınca yerin altındaki insanlar tek başlarına amaçsız bir şekilde kalıyorlar. Bir gün bir tanesi yer yüzüne çıkıyor ve klonu olduğu kişiyle karşılaşıyor.
Birinci saçmalıkla başlıyorum. Bu bahsi geçen proje hangi tarihte başlamış ve ne zaman bitirilmiş? Doğan her insan tam olarak nasıl klonlanmış? Yani filmde anne ve babanın da çocukların da klonları var. Peki anneanne ve dedenin de klonları var mıydı? İkinci saçmalık ise o kadar insanın tünellere nasıl sığacağı. Öncelikle kaç tane tünel var? Hadi diyelim herkesin klonu bu tünellere sığdı. Bu tüneller birbirleriyle bağlantılı olmalı ki yeryüzünde karşılaşan her bir kişinin klonları da birbirleriyle karşılaşıp ilişki kurabilsin. Hem tüm bu insanlar gerçeklerinin yaptığı hareketleri yaparken nasıl oluyor da birbirleriyle çarpışmıyor? Bu insanların tavşan yediğini ve bu yüzden tünellerde birsürü tavşan olduğunu görüyoruz. Bu klonlar madem terk edildi, yerin altında başka hiçbir kaynak yokken o tavşanları kim besliyor? Nereden baksanız saçmalıktı filmin bu kısmı. Üstelik burası öyle küçük bir ayrıntı da değil filmin temeli. Senaryosunda bu kadar büyük bir boşluk olan bir film nasıl iyi bir film olarak değerlendirilebilir?
Birinci saçmalıkla başlıyorum. Bu bahsi geçen proje hangi tarihte başlamış ve ne zaman bitirilmiş? Doğan her insan tam olarak nasıl klonlanmış? Yani filmde anne ve babanın da çocukların da klonları var. Peki anneanne ve dedenin de klonları var mıydı? İkinci saçmalık ise o kadar insanın tünellere nasıl sığacağı. Öncelikle kaç tane tünel var? Hadi diyelim herkesin klonu bu tünellere sığdı. Bu tüneller birbirleriyle bağlantılı olmalı ki yeryüzünde karşılaşan her bir kişinin klonları da birbirleriyle karşılaşıp ilişki kurabilsin. Hem tüm bu insanlar gerçeklerinin yaptığı hareketleri yaparken nasıl oluyor da birbirleriyle çarpışmıyor? Bu insanların tavşan yediğini ve bu yüzden tünellerde birsürü tavşan olduğunu görüyoruz. Bu klonlar madem terk edildi, yerin altında başka hiçbir kaynak yokken o tavşanları kim besliyor? Nereden baksanız saçmalıktı filmin bu kısmı. Üstelik burası öyle küçük bir ayrıntı da değil filmin temeli. Senaryosunda bu kadar büyük bir boşluk olan bir film nasıl iyi bir film olarak değerlendirilebilir?
İkinci saçmalık ise bu şeytani klonlar yeryüzündekileri kontrol etmek için üretilmiş ve yukarıdakilerin aynılarını yapıyorlar ise nasıl oldu da bir anda kötüleşerek isyan edebildiler? İradeleri var mı yok mu? Diyelim ki bir şekilde bilinç kazanarak irade edindiler. Ancak filmin sonlarına doğru bir sahnesinde küçük çocuğun kendi kötü ikizini hareket ederek yönettiğini görüyoruz. Tam olarak nerede gerçeklerinin taklidini yapıp nerede kendi iradelerini kullanarak hareket ediyorlar?
Bu kısmın ilham kaynağını öğrenmek için Rehber kısmına geçerek köstebek insanlar kısmını okuyabilirsiniz.
Ayrıca filmin senaryosunda komik denebilecek kadar basit foreshadowingler vardı. Zora'nın arabadayken "Hükümetin bizi yönetmek için içme suyumuza flor kattığını biliyor muydunuz?" demesi mesela. Aslında yıllar önce klonu olduğu kişinin yerine geçen ve klon olan annesi arkasına dönerek anlamlı bir bakış atıyordu. Bana kalırsa film basit ve iyi düşünülmemiş bir komplo teorisinden ileri gidememiş.
Filmin görünen kısmının önemsiz olduğu ve aslında başka şeyler anlatmaya çalıştığını düşünebiliriz. Bu çift kişiliklerin insanın bastırdığı duygularının simgesi olduğu, insanın özgür olmak ya da zor durumdayken her türlü canavarca şeyi yapabileceği anlatılmaya çalışılmış olabilir. Tüneller insanın bilinçaltını simgeliyor olabilir. Ancak bana kalırsa bu çok daha başarılı şekilde anlatılabilirdi. Zaten yazının sonunda hem derin anlamları olan hem de başarılı bir olay örgüsüne sahip bir filmden bahsediyorum.
Ayrıca filmin senaryosunda komik denebilecek kadar basit foreshadowingler vardı. Zora'nın arabadayken "Hükümetin bizi yönetmek için içme suyumuza flor kattığını biliyor muydunuz?" demesi mesela. Aslında yıllar önce klonu olduğu kişinin yerine geçen ve klon olan annesi arkasına dönerek anlamlı bir bakış atıyordu. Bana kalırsa film basit ve iyi düşünülmemiş bir komplo teorisinden ileri gidememiş.
Filmin görünen kısmının önemsiz olduğu ve aslında başka şeyler anlatmaya çalıştığını düşünebiliriz. Bu çift kişiliklerin insanın bastırdığı duygularının simgesi olduğu, insanın özgür olmak ya da zor durumdayken her türlü canavarca şeyi yapabileceği anlatılmaya çalışılmış olabilir. Tüneller insanın bilinçaltını simgeliyor olabilir. Ancak bana kalırsa bu çok daha başarılı şekilde anlatılabilirdi. Zaten yazının sonunda hem derin anlamları olan hem de başarılı bir olay örgüsüne sahip bir filmden bahsediyorum.
Us (Biz)'in biraz da güzel yanlarından söz edeyim. Bence filmin bazı sahneleri tek başına gerçekten etkileyiciydi. Güzel müziklerle harmanlanmış etkileyici görsellerdi. Filmin girişinde isimler yazarken kafesteki tavşanların olduğu sahne, filmin sonunda Adelaide Wilson ve Red'in dövüşünün yıllar önce yaptıkları dans ile birleşmesi... Bu sahneleri başka bir filme alıp yerleştirsek gerçekten harika bir şey olabilirdi. Filmin diğer güzel bir yanı ise oyunculukların çok başarılı olması idi. Özellikle Lupita Nyong'o her iki karakteri de çok iyi canlandırmıştı. Ancak filmin genelinin ve özellikle de senaryosunun başarısız olduğunu düşünüyorum.
Rehber
Köstebek insanlar (Tünel İnsanları)
Köstebek insanlar, Amerika'da bir zamanlar metro, tren, kanalizasyon ve sığınak olarak inşa edilmiş ancak artık kullanılmayan yer altı tünellerinde yaşayan evsiz insanları tanımlamak için bir kavram. Bunun hakkında yerin altında tamamen başka ve gizli bir toplumun oluştuğuna dair bilim-kurgu ve hatta komplo teorileri bulunuyor. Filmin senaryosunun temelini de bu komplo teorisi oluşturuyor.
Yeremya 11:11
Santa Cruz'da evsiz bir insanın elinde "Jeremiah 11:11" yazan bir pankart tuttuğunu görüyoruz. Aynı zamanda 11:11 imgesi saat olarak da kullanılmıştı. Baş karakter Adelaide, saati 11:11 olarak görünce kendi kötü ikizinin ona yaklaştığını hissettiğini söylüyordu. Filmin sonunda klon ve gerçek karakter karşı karşıya geldiklerinde onları tanrının karşılaştırdığını söylüyorlardı.
“Bu yüzden Tanrı şöyle dedi: ‘Onlara kaçamayacakları bir felaket getireceğim. Bana yakarsalar da onları dinlemeyeceğim.” - İncil, Yeremya 11:11
Hands Across America
Lupita Nyong'o Us (Biz) filminde - 2019 |
Filmin başında televizyonda gösterilen bir reklamdı ve ardından filmin sonlarında"kötü ikizlerin" el ele tutuşup upuzun bir sıra oluşturduğu görüntünün ilham kaynağı idi. İlginç olan şu ki gerçekten, Hands Across America, 1986 yılında evsizler için yapılan bir yardım toplama etkinliği idi. USA for Africa tarafından düzenlenen etkinliğin amacı evsizlik ve açlıkla savaşmak için 100 milyon $ toplamaktı. Etkinlik 60 milyon insanı New York'tan Long Beach, Kaliforniya'ya kadar el ele tutuşturarak bir insan zinciri oluşturmayı amaçlıyordu. Ancak sonuç hayal kırıklığı oldu. Sadece 15 milyon $ toplanabildi. Ki bu ancak etkinliği oluşturmak için harcanan para kadar ediyordu. Etkinliğin başarısız olma sebebi ise Amerika'nın çöllerden, dağlardan ve nehirlerden oluşan bir coğrafyaya sahip olması idi.
Mayıs 1986. Amerika'da bir insan zinciri oluşturularak evsizlik ve açlık için farkındalık yaratılarak para toplanıyor. |
Sonuç
Sonuç
Filmden çok memnun ayrılmadım. Filmin olay örgüsünde boşluklar olduğunu düşünüyorum. Hatta kocaman boşluklar... Filmden "Çok tuhaf bir şey izledim acaba ne anlama geliyor?" diye değil de "Ne saçma şeydi!" diye ayrıldım. IMDb'ye baktığımda ise oldukça şaşırdım çünkü filmin Metascore'unun 81 olduğunu gördüm. Acaba filmi ben mi anlayamadım diye bir eleştiri okudum. Eleştiride Jordan Peele'in filmlerine kendisini etkileyen filmlerden esintiler olduğunu ve bu filminin de özellikle 1980 yapımı Kubrick filmi “The Shining"e bir övgü olduğu yazıyordu.
The Shining - Cinnet (1980) |
The Shining - Cinnet (1980) |
Us'ı The Shining'e benzetmenin bile The Shining'e bir hakaret olduğunu düşünüyorum The Shining her ne kadar uzun olsa da kendisini sonuna kadar izleten, izlerken merak ettiren ve bittikten sonra da sizi düşündüren bir film. Süpernatürel bir korku filmi olmasına rağmen senaryosunda hiçbir saçmalık da yok. (Buna rağmen onun Metascore'u 63.) Eğer "Biz" filmine gitmeli miyim diye düşünüyorsanız size tavsiyem eğer izlemediyseniz The Shining'i izlemeniz.
Us (Biz) filmine 5 yıldız üzerinden 3 yıldız veriyorum. O da birkaç tane güzel sahnesinin ve oyunculukların hatrına... Sonraki yazıda görüşmek dileğiyle!
Lupita Nyong'o Adelaide Wilson/Red karakteri ile Us filminde - 2019 |
Madison Curry Us filminde küçük Adelaide Wilson rolünde - 2019 |
Lupita Nyong'o, Shahadi Wright Joseph ve Evan Alex Us filmde - 2019 |
Lupita Nyong'o, Winston Duke ve Evan Alex Us filminde - 2019 |
Hiç yorum yok: