Westworld'ü İzlemeli Misiniz? (Dizi İncelemesi)


Uzun bir aranın ardından herkese yeniden merhaba! Şu sıralar yazı yazma fırsatı bulamıyordum. Açıkçası bana yazdıracak kadar güzel bir film de karşıma çıkmamıştı. Ancak geçen gün Westworld'ün ilk bölümünü izlerken içimde bir şeyler kıpırdadı. Hemen bunun hakkında bir yazı yazmalıyım dedim. Eğer hala izlemediyseniz büyük ihtimalle o abartılan yapımlardan biri olduğunu düşünüyorsunuzdur. HBO, her zamanki gibi iddialı ve tutması neredeyse kesin olan bir yapımla karşımızda. Neden tutacağı kesin diyorum, çünkü zaten çekilmiş bir filmin uyarlaması. 1973 yapımı aynı ismi taşıyan (dilimize "Batı Dünyası" ismiyle çevrilmiş) bilim kurgu filminin yeniden uyarlaması. Yapımcılığını J.J Abrams'ın üstlendiği filmin senaryosunu Kara Şövalye, Yıldızlararası, Akıl Defteri gibi başarılı filmlerin yazarlığını yapmış ve kendisi aynı zamanda Christopher Nolan'ın kardeşi olan Jonathan Nolan yazıyor. Kadrosunda Anthony Hopkins, Evan Rachel Wood, Thandie Newton, Jeffrey Wright, James Marsden gibi isimler yer alıyor. Gel de bu diziyi sevme!

Fragman


Konu ve Dizi Üzerine İlk Düşünceler

Konudan şöyle bir bahsedecek olursam: Westworld, insanların içlerinde bastırmış oldukları her türlü vahşi duyguyu yargılanmadan dışavurabilecekleri (şiddet, cinsellik, en uç sapkınlıklar), Vahşi Batı temalı bir tema parkı. Parkta 100'e yakın olay örgüsü var. Ve insanlar parkın içine girdikleri anda hikayenin bir parçası oluveriyorlar. Sonradan verdikleri kararlarla hangi hikayeye devam edeceklerini kendileri seçiyorlar. Her sabah Westworld'de hayat yeniden başlıyor. Bir önceki gün ne olursa olsun, karakterler sabah yeniden aynı öyküye uyanıyor. Parka gelen müşteriler, karakterlere istediği kadar zarar verebilirken, karakterler müşterilere zarar veremiyor. Her günün ardından karakterler sorgulanıyor. (sorulan sorular da gerçekten çok ilginç ve bir yandan da rahatsız edici) Hikayenin karakterleri, yani parkın görevlileri robot. Ancak o kadar gelişmiş bir teknolojiyle yapılmışlar ki farkı anlamak imkansız. Tıpkı bir insan gibi görünüyor, davranıyor ve hatta düşünüp hissedebiliyorlar. Makinelerin farkındalıkları yokken her şey daha kolay. Ancak yeni bir güncellemeyle robotlar önceki günlerde başlarına gelenleri hatırlayabiliyorlar. Dizi, şunu sorguluyor: İnsanı insan yapan nedir? Tıpkı bizim gibi görünen, bizim gibi kandan ve etten oluşan, düşünebilen, hissedebilen bir yaratığı insandan ayıran nedir ya da bu yaratık bir insan mıdır? İnsan olmak için bir anadan doğmak gerekli mi? 

Felsefi sorular soran bir bilim-kurgu filmi. Zaten benim çok sevmemin sebebi bu sanırım. Robotlar meselesi ise gerçekten ilgimi çeken, çokça kafamı kurcalayan bir mesele. Günün birinde kendi yaptığımız robotlar tıpkı bizim gibi olursa, onları nasıl kullanabiliriz, onlar da birer birey olur mu? Neden kendimiz gibi bir şeyi yaratmak isteyelim. Zaten üreyemiyor muyuz? Akla direk kötü işlerde kullanmak, kimsenin yapmak istemeyeceği şeyleri yaptırmak geliyor. Robot yapmak istememizin sebebi de bu değil mi? Onları birer makine gibi kullanmak. Tıpkı bize benzeyen makineler. Neden işimizi yapan şeyleri kendimize benzetmeye çalışıyoruz? Neden zaten bizler varken başka tür bir bizlere ihtiyaç duyuyoruz? Sorgusuz sualsiz her istediğinizi yapacak insan formunda bir varlık, köleden başka bir şey haline gelebilir mi? Modern kölelik de bu mu? Düşünme, hissedebilme, hatırlayabilme, hayal kurabilme yetileri verdiğimiz varlıklara işkence edebilmek, özgürlüğümüz mü? Bulut Atlası'nı izlediyseniz eğer, orada da bu konu işlenmişti. Bulut Atlası birden fazla paralel evrende geçen hikayeleri barındıran başarılı bir yapımdı. 2012 yapımı filmde, evrenlerden birinde robotların köleliği ve sonunda isyanı konu ediliyordu. (Bu arada oldukça güzel film. Kesinlikle tavsiye ederim.) Düşünebilen bir varlık sonunda isyan etmez mi? Bu kaçınılmaz değil mi? Aslında rahatsız edici fikirler bunlar. Normal bir insanın kaldırması zor görüntüler içeriyor her iki yapım da. Bilmiyorum ama en azından ben, bana benzeyen bir makineye empati duyabiliyorum. Zaten bu tarz filmleri izlemeyi zorlaştıran bu. Filmlerin altında yatan rahatsız edici düşünce. Ve bu filmleri güzel yapan da yaptıkları bu sorgulama. 

Dizinin henüz ilk iki bölümü yayınlandı. Bu yüzden bence konuşmak için gerçekten çok erken. Ancak uzun zamandır sizlerle paylaşmak istediğim bir yapıma rastlamıyordum. Ve ilk iki bölümünde bile dizi, beni kendine hayran etmeyi başardı. Dediğim gibi Westworld'ü izlerken bazı sahnelerde rahatsızlık hissedebileceğinizi düşünüyorum, hatta belki biraz korkabilirsiniz bile. Ama her şeye rağmen bilim kurgu sevenlerin diziyi seveceğine eminim. Çok fazla şey söylemek istemiyorum. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. İlerleyen bölümlerde ne olacağını hep birlikte göreceğiz. 

Not: Vakit bulduğumda filmini de izlemeyi düşünüyorum. Filmiyle karşılaştırdığım bir yazı yazabilirim. Yorumlarınızı bekliyorum.









Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.